YILMAZ GÜNEY TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜ
Değerli okuyucularım,
Bu günlerde, Yılmaz GÜNEY’le alakalı gerek ulusal medyada gerekse de sosyal medyada çokça tartışmalara tanık oluyoruz. Bir kesim GÜNEY’i adeta düşman ilan etmiş, bir kesim de eleştiri bombardımanına tutmuştur.
Ben bunları iki kategori içerisinde değerlendirmeye çalışacağım. Birincisi;egemenler ve onların borazanları diğeri ise;döneklerdir.
GÜNEY’e duyulan bu ÖFKE ve NEFRET söylemi, O’nun adam öldürmüşlüğü mü, lümpenliği mi, şiddet yanlısı mı veya Kürtçülüğü müdür? Yoksa Güney sinemasına duyulan öfke midir? Bir insanın yaşamına son vermek elbette hiçbir kimse tarafından kabul edilemez, edilmemelidir. Ancak GÜNEY geçmişine dair geniş bir özeleştiri yapmıştır.Zira TC’nin yasalarına göre yargılanmış ve mahkum edilmiştir. Yattığı cezaevlerinin dayanılmaz kötü koşulları O’nu ölümcül bir hastalığın pençesine atmıştır. Diyebilirim ki, bu nefret ve öfke söylemleri GÜNEY’in şahsına münhasır değil, tamamen O’nun sinemasını hedeflemektedir.
Dünya tarihine baktığımızda bir çok bilim insanının, sanatçının, filozofun, devlet adamının, ressamın, müzisyenin, dinleri temsil edenlerin ve de sayısını çoğaltabileceğimiz insanların yaşamlarına ait zaaflarının mevcut olduğunu söyleyebiliriz. Zira bu konuyu yazar dostum Ercan İLGİN tüm detayları ile araştırmış ve kendi sosyal medya portalında yayınlamıştır.Dolayısıyla ben bu konunun ayrıntılarına girmeyeceğim.Konuya ilgi duyanların Ercan İLGİN’i okumalarını tavsiye ederim.
Yukarıda GÜNEY’e öfke duyan iki kategori insandan bahsetmiştim.Bunlara ben BİRİNCİ KOL TAHAMMÜLSÜZLER ve İKİNCİ KOL TAHAMMÜLSÜZER diyorum. Birinci kol;egemenler ve borazanları:Bunların GÜNEY’le uğraşma eğilimleri bir nebze zayıflamış olsada canlılığını korumaktadır.
İkinci kol dediğimiz DÖNEKLER’in,kin ve nefretleri ise çok daha vahim ve acımasız dır.Bu döneklerin sosyolojisini araştırıp kitlelere ulaştırmak önem taşımaktadır.
“GÜNEY sinemasının yarattığı öfkeyi,tahammülsüzlüğü yerli yerine oturtmak için DÖNEKLİK tartışmasını bir kez daha açmak gerekiyor. Döneklik,daha çok,dönüşten sonra,bütün düşünsel enerjinin bu dönüşle hesaplaşmaya hasredilmesiyle ilgilidir.Değiştirilen konuma karşı hesapsız bir öfkenin tutsağı olmakla,değiştikten,döndükten sonra rahat edememekle,diğer bir deyişle,dönüşü tamamlayamamakla ilgili bir şeydir döneklik.Dönek,dönüşüne gösterilmesini beklediği tahammülü/hoşgörüyü,döndüğü yere göstermeyen,ya da gösteremediğinin farkında olmayandır.Döneğin dönekliğini tanımlayan huzursuzluğu,öfkesi,tahammülsüzlüğü henüz dönüşünü tamamlayamamış olmasındandır.Haddizatında dönüşü tamamladığı anda dönekliğide sona erecektir.Dolayısıyla DÖNEK aslında sanıldığından daha fazla döndüğü yere yakındır;sıkıntısı henüz kendisini ferahlatacak kopuşu tamamlayamamış olmasındandır. Bu itibarla, dönüşünü tamamlamış,döndüğü yerden memnunları dönekten saymamak gerekir.Bunlar,SİYASİ ya da KURAMSAL konumlarını değiştirmiş olma hakkını ve tabi ki basiretini ve cesaretini de kullanmış olanlardır.Dönüşünden önceki geçmişinin “yanlışlığından”da dönüşünün “doğruluğundan”da emin olmayandır.Döneğin huzursuzluğunun,zihinsel faaliyetinin büyük kısmını bu dönüş mevzuu etrafında tüketmesinin sebebi de bu tereddüttür.Döndüğü konumun yeniden güçlenebileceğini,”itibar kazanabileceğini”imleyen işaretlerdir.Bu türden bir duruma dair herhangi bir işaret,döneğin zaten pek sağlam olmayan dengesini tamamen bozar:tahammülsüzlüğünü artırır.
DÖNEK ESKİ BİR SOLCUYSA, solu hatırlatan herhangi bir işarete tahammül edemez;hele solun biryerlerde güçlenmesi,itibar kazanması,ya da haklı çıkması ihtimalindense azap duyar.”(Prof.Mesut YEĞEN.Mürekkep Der.2001 tarih.sayı:16)
Döneklerin mevcut iktidara sırtını nasıl dayadıklarını,büyük rantlar elde ettiklerini ve koca bir yandaş medyayı nasıl kullandıklarını hepimiz izliyoruz.Zira muhalefetin medyasında da bu dönekleri çokça görebiliyoruz.
GÜNEY SİNEMASI işçilerin,işsizlerin,emekçilerin,mevsimlik tarım işçilerinin,yoksul köylülerin,kürtlerin,zazaların özcesi MAĞDUR edilenlerin,kendi kaderlerini ancak kendilerinin tayin edebileceğini ve bunun mümkün olabilme ihtimalini anlatır.Bunun içindir ki GÜNEY SİNEMASI bu borazanların ve döneklerin korkulu rüyası olmuştur.
Degerli okuyucularım,
Kalemine değer verdiğim Prof.Mesut YEĞEN’in iki cümlesiyle bitirmek istiyorum.
“Yılmaz GÜNEY’i AYIRDEDEN DE KAYBETMENİN ALABİLDİĞİNE GERÇEK BİR İHTİMAL OLDUĞU BİR HAYATI SEÇMİŞ OLMASIDIR.ONUN O KAYBETMEKTEN ASLA KORKMAZLIĞIDIR.”
Bahri AĞIRTAŞ
Torbalı/24.EYLÜL.2023