AŞİRETÇİLİK Mİ ÖZGÜR BİREY Mİ ?
Değerli okuyucularım,
Özgürlük tarihsel bir gelişmenin ürünüdür.Bunun dışında soyut bir özgürlükten bahsedilemez.Birey özgürlüğü,günün şartlarına ve toplumun ilişki ve çelişkilerine bağlıdır. Özcesi sınıfların karşılıklı konumuna tekabül eder.Egemen güç, bir sınıfın diğer sınıf üzerinde tahakküm kurma pozisyonunda ise,özgürlüklerden bahsedilemez.
ÖZGÜRLÜKLERİN YAŞAMLA BULUŞMASI, İKTİSADİ YABANCILAŞMANIN BERTARAF EDİLMESİ GEREKİR.
Tarih birçok özgürlük mücadelesi örnekleriyle doludur.Birkaç örnek vermek gerekirse;
13.yy.başlarında (1215) te İngilizler,kralları Yurtsuz John’a kabul ettirdikleri MAGNA CARTA (BÜYÜK ÖZGÜRLÜK FERMANI) birey özgürlüğü adına çok önemli bir eylemdir.Daha sonra 1628,1679,1701 yıllarındaki eylemler,özgürlük sınırlarını daha da genişletmiştir.
1776′ dan itibaren Amerika’da yayımlanan bildirilerde “insanların doğuştan bazı haklara sahip olduğu, devletten önce varolduğunu” savundular.Kişi güvenliği,vicdan ve düşünce özgürlüğü,mülkiyet hakkı gibi..
1789 Fransız Burjuva İhtilalini’de önemli bir örnek sayabiliriz. Bu mücadelelerle birlikte siyasal despotizm yenilgiye uğratılmış ve devletin kontrolündeki alanlar biraz daha daraltılmıştır.
Osmanlı’da ise 1839’da Gülhane Hattı Hümayunu “İlk Haklar Bildirisi”batıya göre çok cılız olsada bir başlangıç olarak kabul edilir.
Günümüze kadar sayılmayacak ölçekte mücadele edilmiş ve büyük bedeller ödenmiştir. Ancak birey hak ve özgürlükleri bir arpa boyu ileri gitmemiştir.
Değerli okuyucularım,
Birey hak ve özgürlüklerin gelişmesi,kök salmasi,özgür bireyin yaratılması için yeni ve kalıcı projelerin hayata geçirilmesinde Sivil Toplum Kuruluşlarının varlığı çok önemlidir.Ancak bölgemizdeki kentlerin isimlerini kullanarak,batının metropollerinde faaliyet gösteren bazı STK.yöneticileri bu eylemlerden çok uzaktadırlar.
Her derneğin tabelasında sanat,kültür,yardımlaşma ve dayanışma ibareleri mevcuttur.Lakin birçok dernek bu ilkelerden vazgeçmiştir.Her STK.nın bazı ilkeleri olması elzemdir. Ne yazık ki bazı dernekler ilkesizliği adeta ilke haline getirmişlerdir.Kültürel faaliyetlerini,çiftliklerinde mangal partileri düzenleyerek ifa etmektedirler.Zira bu “kültür faaliyeti” nin fotoğraflarını sosyal medyada yayımlayarak iyi bir iş yaptıklarını sanıyorlar.Altı ayda bir evine yarım kilo et götürmeyen binlerce aileden bihaberdirler.Yediğiniz ,içtiğiniz kimseyi ilgilendirmez. ANCAAAK sosyal medyada yayınlamanız ayıptır,milyonlarca yoksul insanla alay etmektir,aşağılamaktır.Bu vaziyeti ahval o kentin kültürünü yaşatmaktan uzaktır.
Sanat ve yardımlaşma ilkeleri tamamen tuz,buz edilmiştir
Gelelim “dayanışma”ilkesine;
Değerli okuyucularım,
Batı metropollerine göç etmiş ailelerimizin,her birinin mutlaka acıklı bir hikayesi vardır.Birçok neden sayabiliriz.Ama iki tanesi çok önemlidir.Aşiretçilik ve kan davası..İlkesizliği ilke haline getiren bu dernekler ya aşiretçilik yapıyorlar yada iktidar olma ihtimali olan siyasi partilerin arka bahçesi konumuna gelmişlerdir.Birer sandalye kapmak uğruna her türlü faaliyeti yürütmektedirler.Son günlerde bir aşiret reisi karşılaması var ki akıllara zarar.Bu insan çok değerli olabilir.Ama onu bir aşiretin reisi ismiyle değil de özgür birey olarak karşılamak daha anlamlı olabilirdi.Kültürümüzün iyi ve kötü olgularının mevcudiyetini unutmamak gerekir.Kültürümüzü yeni nesillere taşırken, iyi olanları içselleştirip kötü olanları bertaraf etmemiz gerekir.Tek bir örnekle bitirmek istiyorum.
AŞİRETÇİLİK TOPLUMUMUZUN
KANAYAN BİR YARASIDIR.
ÇÜNKÜ:
Aşiretçiliğin, özünde hükmetme hevesi vardır.
Aşiretçiliği, körükleyenler yeteneksiz ve yetersiz
kişilerdir.
Aşiretçilik, ataerkildir.Kadının soyuna değil,erkeğin
soyuna göre adlandırılır.
Aşiretçilikte kadının varlığı hükümsüzdür.
Aşiretçilik, eleştiri veya özeleştiri kabul etmez.
Aşiretçilikte,reis ne derse o olur.
Aşiretçilik,toplumun ulusallaşmasını engeller.
Aşiretçilik,savaşların ve kavgaların önünü açar.
Aşiretçilik,toplumun iktisadi ve sosyal dengelerini
bozar.
Aşiretçilik,toplumdaki adil gelir dağılımını engeller.
SAYGILARIMLA.
Bahri AĞIRTAŞ
TORBALI:08.10.2025


