EGE'DEN BİR HABER

ORTADOĞU’NUN GELECEĞİ

Feyzullah TURAN

Ortadoğu, tarih boyunca, siyasi ve toplumsal dengeleri sürekli değişen, dünya medeniyetlerinin, teolojik ve felsefi düşünce yapılarına ev sahipliği yapan, büyük dünya güçlerinin mücadele alanı olmuş bir bölge olarak dikkatleri her dönemde üzerine çekmiş, zengin petrol yataklarına sahip bir coğrafyadır.

Aslında, Tarihin derinliklerinden gelen ve günümüzde, bu bölge ve çevresinde yaşanan gelişmeler, bölgesel, küresel sosyal ve siyasal gelişmeleri derinden etkilemektedir. Son 18 aydır, Ortadoğu’da  gelişen önemli olayları, aklı selimle hatırlayıp, önemli bazı gelişmeleri, halkların barışı ve bölgenin istikrarı için akılda tutmalıyız.

*2023 yılı Ekim ayında Gazze’de patlak veren Filistin/İsrail savaşı ile bölgede tansiyonun şiddetle yükselmesi, İsrail’in sert müdahaleleri, Filistin halkının yaşadığı insani kriz ve uluslararası toplumun tepkisi,

*İran’ın, nükleer faaliyet yaptığı iddiaları, ABD ve Batı dünyası ile artan gerilim sonucunda, Bölgedeki istikrarın daha da bozulması,

*İsrail ve Körfez ülkeleri arasında yeni ve daha geniş kapsamlı krizlere yol açma ihtimalinin artması,

*Düşük ve şimdilik sessiz yoğunlukta olsa da, Suriye İç savaşının taktiksel anlamda devam etmesi,

*Türkiye, Rusya, ABD ve İran’ın etkili olduğu alanlarda siyasi çözüm ihtimalinin halen daha belirsiz olması,

*Suudi Arabistan ile İran arasında bir vekalet savaşı niteliğinde olan Yemen’de iç savaşın devam etmesi ve kalıcı bir barışın sağlanamaması, bölgedeki güç dengelerinin sürekli değişiklik baş göstermesi,

*Son yıllarda diplomatik açılımlar yaparak, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan, Katar ve BAE gibi ülkelerle ilişkilerini güçlendiren Türkiye, Suriye ve Libya gibi sahalarda etkili olmayı sürdürmesi,

*Nükleer programı ve bölgesel müttefikleri (Hizbullah, Husiler, Şii milisler) aracılığıyla Ortadoğu’da etkinliğini korumaya çaba gösteren İranın, İsrail ve ABD ile olası bir doğrudan çatışma riskinin bulunması,

*Suudi Arabistan, ekonomisini çeşitlendirmeye çalışırken, İran ile ilişkilerinde denge arayışındadır. Ancak, Suudi Arabistan’ın  İsrail ile normalleşme süreci, Filistin meselesi nedeniyle sekteye uğrama riskinin doğması,

*İsrail, Gazze savaşı sonrası bölgede yalnızlaşma sürecine girse de Batı’dan aldığı destekler devam etmektedir. Bu desteklere rağmen, İran ve bölgedeki Şii gruplarla yeni gerilimler yaşaması ağırlıklı bir şekilde olasıdır.

*ABD, Ortadoğu’daki krizlere doğrudan müdahil görünmese de, İsrail’e verdiği destek ve İran’a yönelik yaptırımlarla etkisini sürdürüyor.

*Rusya, Ukrayna savaşı nedeniyle kaynaklarının önemli bir kısmını bu cepheye kaydırmış olsa da Suriye’deki varlığı ve İran ile yakınlaşması, bölgedeki etkisini devam ettirmesine olanak sağlıyor.

Ancak, bölgenin geleceğine dair yeni senaryolar ve yeni ittifaklar görülmektedir, en azından ben böyle yeni birtakım siyasi hareketliliklerin olacağını tahmin ediyorum.

*Türkiye, Suudi Arabistan, İran ve Mısır gibi ülkelerin çıkarları doğrultusunda, yeni bölgesel ittifaklar kurulabilir.

*İsrail/Filistin Meselesinde, İsrail’in Gazze’deki saldırıları ve Batı Şeria’daki gerilimler, uzun vadeli bir çözüm ihtimalini zayıflatmaktadır. Ancak, uluslararası baskılar, son günlerde yapılan esir takasları, tarafları müzakereye götürebilir.

Körfez ülkeleri, enerji piyasasında etkilerini artırmaya devam edebilir.

Avrupa’nın, Ortadoğu’daki enerji kaynaklarına olan ilgileri devam edebilir.

İran-İsrail anlaşmazlığı, Lübnan, Yemen ve Suriye’deki mevcut sorunların artması, bölgeyi yeni çatışmalara sürükleyebilir.

Bence, Ortadoğu siyaseti, hem bölgesel hem de küresel gelişmelerden, doğrudan etkilenmeye devam edecektir.

Burada kişisel bir fikrimi sizlerle paylaşacağım. İrili ufaklı 60’a yakın Avrupa ülkesi var, bunların 30’a yakını Birlik kurmuş, bunlar her konuda bir yere yumruk vuruyor, mümkün olduğu kadar diğer ülkeler birliğe muhalefet etmiyor yada öyle bir görüntü vermiyorlar. Ortadoğu’da yaklaşık 25 Ülke var ama tam bir dayanışma içinde 3 ülkesi yok, aksine, içte ve dışta  hepsi birbirinin aleyhine politika üretmektedirler. Çoğunluğu, sözde süper Devletlerin  politikalarına hizmet etmektedirler.

Bana göre, mevcut sorunların çözümü, kısa vadede zor görünse de, Bölge Ülkelerinin, öncelikle eğitim ve öğretime gerekli önemi vermeleri, halklarının dünya kültürüyle entegre olmaları, barışı ve insan sevgisini önceleyen bir diplomasiye yönelmeleri, uzun vadede de olsa, mutlaka Ortadoğu’da  istikrarı sağlayacaktır.

Türkiye yaklaşık 10 yılı aşan bir süredir, Ortadoğu’da bilhassa Suriye Sınırları içindeki terör grupları ile mücadelesi çok boyutlu devam etmektedir. Ancak bir tane  Ortadoğu ülkesi arkasında değildir.

Kim ne derse desin Türkiye’nin bu  mücadelesi, Suriye’nin istikrara kavuşacağı döneme kadar süreceğini tahmin ediyorum.

Öbür taraftan,

-İsrail/Filistin meselesi ve İran’ın bölgedeki sınırlı da olsa faaliyetleri,

-ABD ve Avrupa’nın doğrudan İsrail’e ve bölgedeki sözde Kürt menşeli terör gruplarına desteği,

-Yıllardır devam eden kronikleşmiş temel sorunlar, Ortadoğu’nun uzun süre daha istikrarsız bir yapıyla devam edeceğini gösteriyor.

Asıl beni düşündüren, bu istikrarsız ortamda, Devlet stratejimizin Türkün tarihine yakışan  akılcı diplomasi ve cesur  kararlar sonucunda belirlenip belirlenmeyeceğidir. Ortadoğu’nun geleceğini sabırla bekleyip göreceğiz.

20 Şubat 2025

HOŞÇA KALINIZ

Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ