DİKENLİ KAPILAR

Geçtiğimiz günlerde Sayın Erdoğan ile ABD Başkanı Donald Trump’ın görüşmesi, sıradan bir diplomatik buluşmadan çok daha fazlasını ifade ediyor. Masada konuşulan her kelime, ülkemizin geleceğine dair bir işaret, bir fırsat ve aynı zamanda bir uyarıydı.

Trump açıkça söyledi: “Rusya’dan enerji alımını durdur, Batı ile yolunu yakın tut.”

Bu ekonomik ve diplomatik bir fırsat olabilir. F-35 programına dönüş ve yaptırımların kaldırılması ihtimali, kısa vadede Türkiye’nin savunma ve ekonomi alanında nefes almasını sağlar. Ama unutulmamalıdır, her fırsatın bir dikeni vardır. Enerji maliyetleri artabilir, bağımsız politika alanımız kısıtlanabilir.

Suriye’deki güvenlik kaygılarımız hâlâ çözülmüş değil. ABD’nin YPG/PYD işbirliğini tamamen sonlandırması düşük ihtimal. Ancak Türkiye’nin güvenlik endişeleri dikkate alınırsa, sınırlarımız orta vadede daha güvenli hâle gelebilir.

Gazze ve Orta Doğu’da ortak diplomatik zemin, Türkiye’nin arabulucu rolünü güçlendirebilir. Ama bu rol, stratejik yürütülmediği sürece sadece sözde kalır.

Ben bu yolun, orta vadede güvenlik ve diplomasi sınavımız olacağını düşünüyorum.

Asıl soru;
Türkiye uzun vadede hangi eksende yürüyecektir?

• Rusya’dan uzaklaşmak mı?
• Yoksa çok yönlü bağımsız bir denge siyaseti mi?

F-35 ve modern savunma sistemlerine dönüş, gücümüzü artırır.

Doğru adımlar atılırsa Türkiye bölgesinde söz sahibi bir güç olabilir.
Yanlış adımlar ise bizi bağımlılığın yeni bir türüne mahkûm eder.

Son Söz;
Yolumuz uzun ve dikenlidir. Yollara döşenmiş gülleri ve dikenleri görmek zorundayız.
Trump’ın sözleri, Erdoğan’a verilmiş bir mesajdan öte, Türkiye’ye açılmış bir pencereydi.
Ama her pencerenin önündeki güller kadar dikenleri de çok iyi görmeliyiz.

Bu dikenleri görmek, yalnızca liderlerin değil, milletimizin de sorumluluğudur. Çünkü mesele yalnızca diplomatik bir görüşme değil; Özgür ve Güçlü Türkiye’nin inşasına gidecek yollardan biridir.

ESEN KALINIZ