BABASINA SÖVEREK EVLÂDINI KAZANAMAZSIN
Yllardır, ülkemizi yöneten bir zihniyet var. Sokağa çıktığımız zaman, her köşeden bir şikâyet dinliyoruz. O kadar çok muhalefet eden var ki; sanki seçim olsa iktidar partisi sıfırlanacak.
Ama, Türk, Kürt vb. Birçok etnik kökeni, Vatandaşı olarak içinde barındıran Anadolu Halkı o kadar derin bir Ruh ve Vicdana sahip büyük bir Millet ki;
Tarih boyunca kendini öyle veya böyle korumasını bilmiştir.
14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimlerinde de bunu ispatlamıştır. Kendisini akılsız ve boş göreni, kibirle üsten bakanı asla affetmemiştir.
Kim ne derse desin, ben bir Türk,Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı ve Müslüman Türk Milliyetçisi olarak toprak ve Irk Milliyetçiliğine her zaman karşı oldum. Eğer biz bu bilgi çağında dünyada yoksak, en yakın komşularımızın ve İslam dünyasının sorunlarında yoksak, eğer kültürümüzü ve zenginliğimizi dünyaya kendimiz taşıyamıyorsak, iyice küçülmeye ve sonunda da yok olmaya mahkûmuz demektir. Benimde kendime göre sıkıntılarım ve çekincelerim olsa da Ülkemin geleceği, Ortadoğu’nun bu günkü durumunda, çok daha öne çıkmaktadır ve çıkmalıdır.
Şemsiyesiz dışarı çıkıp sağanak yağmur altında kalmak aptallık değilse, kendine ihanettir.
21 Yıldır Ülkemizi yöneten zihniyete karşısınız, yönetimini beğenmiyorsunuz, hırsızlıkla, yolsuzlukla, bölücülükle suçluyorsunuz. Ülkenin yönetiminden gitsin diye halkın huzuruna çıkıp yetki istiyorsunuz ama halk tercihini her seferinde mevcut zihniyetlerden yana kullanıyor. Bunun sebebini dönüp kendinizde aramanız gerekirken, dışardan suçlu bulmaya çalışıyorsunuz.
29 Mayıs sabahından itibaren, fitne kazanları ateşe konmaya başlamıştır.
Bana göre,
1960’dan sonra CHP’nin başına gelmiş (Merhum Ecevit’ten sonra) en iyi Genel Başkan Kılıçtaroğludur. Ama, Aleviliği, karşı tarafta tartışıldığı gibi CHP içinde de yıllardır tartışıldı.
Milletin çoğunluğu, 7 Haziran 2015 Genel seçimlerinde, “Size bir fırsat verdik gelin yönetin ülkeyi” diyerek tüm muhalefetin eline bir kor uzattı, siz o koru tutmaya korktunuz. Yakan ateşini gördünüz ama aydınlatan ışığını göremediniz veya görmek işinize gelmedi.
1 Kasım 2015 seçimlerinden sonra bir daha Millet elini Muhalefete uzatmadı. Taki; 2019 Yerel Seçimlerine kadar. Ülkemizin ve bölgemizin en büyük yerleşim yeri olan İstanbu’lu yönetme yetkisini muhalefete verdi.
Başkanı Sayın İmamoğlu bıraktı İstanbul’u, SAYIN KILIÇTAROĞLU’NU nasıl deviririmin peşinde koşturuyor…
O tarihlerde en büyük ceza da Sayın Bahçeli’nin partisine kesilmişti.
Ne yaptı Sayın Bahçeli; Üç Partinin bir araya gelip hükümet kurma iradesini yok etti. Suriye cehenneminden korkuluyordu, Emperyal güçlerin ülkeyi böleceği,
Ak Partinin Ülkeyi ekonomik ve sosyal olarak batışa götüreceği haykırılıyordu. En çok da Devlet Beyin iddialarıydı…
Peki, ne oldu 7 Hazirandan sonra;
Sayın Bahçeli, daha seçim akşamı 1 Kasım seçimlerini hararetle işaret etmiştir. Meclis Başkanlığını 3 parti seçip Meclisi çalıştırma imkânları varken bunu da engellemiştir.
O tarihlerde,
Şayet Sayın Bahçelinin gurup konuşmalarında söyledikleri doğru ise, PKK ülkemiz için 3.Sınıf bir tehlikeyken, bu gün birinci dereceye çıkmıştır.
Benim bildiğim, İlk defa Halkın anlayacağı şekilde bir gurup konuşması yapmasına rağmen, Cumhura sesini duyuramaması, Emekli ve Emekli yakınlarında hayal kırıklığı yaratmıştır.
Demokrat, Adalet, Anavatan ve Doğru Yol partililer, 1960 ve 1980’e rağmen Alparslan Türkeş’i sevdiler, çocukları ve Torunları o mübarek insanı daha çok severek, Türklüğün son BAŞBUĞU yaptılar, Irkç, bölücü ve aşırı solcu partililerin dışında kalan partiler de Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı MerhumTürkeş’e saygıyla güven duymuşlardır.
Maalesef Devlet bey aynı duruma gelmeyi başaramamış, ancak, sadece kendi parti tabanında, Türkmen Bey’i olabilmiştir.
Hiç bir yer, durum ve zamanda “Babasına söverek Evlâdını kazanamazsınız” Anlayabilene!
20 Temmuz 2023
ALLAHA EMANET OLUNUZ