YENİ KULLANMA KILAVUZU
Son yıllarda büyük ölçüde artan ve yaşanan kadın sorunlarını (Boşanmalar, Kadın cinayetleri Vb.) değerlendirilirken, ülkemizdeki ve sözde kültürümüzdeki Kadın ve Erkek ilişkilerine ciddi bir şekilde bakarak üretilen değerler üzerinden çözümler üretmeliyiz.
Aklımın erdiğince, tecrübemin yettiğince düşüncelerimi sizlerle paylaşıp, sizlerin de olumlu veya olumsuz düşüncelerinizi, yorum, Telefon veya karşı yazılarınız ile topluma iletmenizi istiyorum.
Sonuç da boş yere laf üretmektense, Tarihe not düşmek, sorumlulara iletmek adına, fikirlerimizi, içinde yaşadığımız toplumumuzla paylaşmak gerektiğine inanıyorum.
BAŞLICA SORUNLAR
*Birbirinden hoşlanmamak,
*Maddi sıkıntı,
*Kültürel farklılıklar,
*Toplum baskıları,
*Gelişen teknoloji ile sosyal ilişkilerin artışı,
*Erkek egemen toplumlarda, kadın hakları ile ekonomik özgürlüklerin artması vb.
Birçok etkenler, sorunların artmasının nedenleri içinde sayılmaktadır.
Önemli etkenlerden biri, bana göre en önemlisi, erkek egemen toplumlarda, kadının sosyal ve ekonomik alanlardaki özgürlük alanlarının genişlemesi olduğunu düşünüyorum.
Kadının özgürlük alanları, Teknolojinin gelişmesi, sosyal çevrenin ve anlayışın değişmesi, özel hayatı ile ilgili sorunlarının daha çok paylaşılması, kadın erkek ilişki şekillerindeki çeşitliliklerdir.
İlişki çeşitlilikleri, sorunların anlaşılmasına ve kadının evliliklerde çok daha memnuniyetsiz ve huzursuz, mağdur taraf olduğunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır.
Bütün bu değişimler, erkek egemen güçleri aşırı derecede rahatsız etmesinden dolayı da sorunların arttığı iddia edilmektedir.
Kıskançlık, sadakatsizlik, tatminsizlik, psikolojik baskı ve en önemlisi de kontrol etme egoları, evliliği ve ilişkileri etkileyen nedenler olarak görülmektedir.
Neden, evlilikte ve ilişkilerde, en çok fedakâr olan, yürütülmesi için çaba sarf eden tarafın kadın olduğunu sorarsanız, erkek egemen toplum olmamız ve toplumsal yaşamımızı kontrol eden birçok tabuların olmasıdır.
Bizim gibi erkek egemen birçok toplumda, Milli ve Manevi değerler kullanılarak toplum üzerinde oluşturulan HURAFİ baskılar, çoğunluk olarak kadınlara uygulanması, kadını korkuları ile iç dünyasına hapsetmiştir.
Yukarıda söylediğim gibi özgürlük alanları genişledikçe, kadın iç dünyasının dışına çıkarak, önce hemcinsleri ile sonra da kendini anlayan erkekler ile sorunlarını paylaşabildiğini görmekte ve yaşamaktadır.
Boşanmalarda ve ilişkilerin bitirilmesinde, erkek, kadın ayırmadan sonuca varmak ister isek, Toplumu kilitleyen TABULAR yıkıldıkça, sosyal ilişkilerinde insanlar, kendilerini özgür hissettikçe, ilgisizlikten ve hâkimiyetten sıkılan kadın ve erkek, bulunduğu konumlarını terk etmek için çareler bulmaya çalışırlar.
Yeni gireceğimiz yol nasıl olur, ilişkilerimiz ne durumda olur, huzur ve mutluluğu nasıl bulabiliriz, bize sağlanan özgürlüklerin sınırları nelerdir? Bütün bunları düşünerek hareket edebilen kadınlarımız ve erkeklerimiz, iyi bir ilişki yakalayabilirler, huzuru ve mutluluğu yakalama şansları çok daha yüksektir.
Boşanmış kadınlarımızın, ekonomik özgürlükleri ve içinde yaşadıkları toplumun, onlara gösterecekleri saygı ile insanlarımızın koruma içgüdüsü, rahat hayat yaşamaları için çok önemli faktörlerdir.
Yinede Ülkemizde, en iyi yol, kadın ve erkeğin birbirlerinden ne beklediklerini, ihtiyaçları nelerdir, birbirleri ile ilgili bilmedikleri belirsizlikleri, hissettikleri güvensizlikleri açık açık konuşarak ilişkiye başlamaları veya evlenmeleri en doğru yol olduğunu düşünüyorum.
Bizim gibi toplumlarda, bu düşüncelerimiz çoğunlukla erkek egemen güçleri ve özgürlükten önce sözde “Ahlâkı” önde gören hurafileri rahatsız edecektir.
Ancak biz bu tabuları yıkamadığımız, Hurafenin esaretinden kurtulamadığımız sürece ne kendimize nede gelecek nesillerimize özgür ve insanca bir gelecek hazırlayamayız.
Sonuç olarak,
Kadın ve erkek birlikteliği, Toplumsal yaşamın kuiulmuş sistemlerinden (AİLE) en önemlisidir. Ülkemizde, Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN Cumhuriyetle getirdiği özgürlükler üzerine yeni bir kullanma kılavuzu yazılamadığı sürece mevcut sistem içindeki Kadın- Erkek sorunları devam edecek, sistem verimli çalışmayacaktır.
Ülkemizde, Kadın ve Erkeğimizin yeni kullanma kılavuzu yazılmalıdır.
Ancak, bu kılavuzu yazacak olanın, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, Eğitim ve Sosyal kurumları olduğunuda unutmaalıyız. 24 Haziran 2024
HOŞÇA KALINIZ