EGE'DEN BİR HABER

TÜRKLÜĞÜN SAVAŞINI VERİYORUZ

Feyzullah TURAN

Türklük, binlerce yıllık bir tarih ve Medeniyetin adıdır.
Orta Asya’nın uçsuz bucaksız bozkırlarından, Anadolu’nun verimli topraklarına, Asya ve Avrupa’nın içlerine kadar uzanan bir geçmişin mirasıdır.
Bu miras, sadece bir milletin tarihi değil, aynı zamanda insanlığın, Kültür, Bilim ve Sanatına kattığı eşsiz değerlerdir.
Bugün bu mirası korumak ve gelecek nesillere aktarmak adına bir mücadele içindeyiz.
Bu, sadece fiziksel bir savaş değil; Türklüğün Kimlik, Kültür, Dil ve Değerlerini yaşatma mücadelesidir.

Türk’lük, tarih boyunca, Adalet, Mertlik, Cesaret, Sevgi, Barış ve Özgürlüğün sembolü olmuş, Allah’ın yeryüzüyle ödüllendirdiği kavimlerden biridir.
Mete Han’dan Atilla’ya, Alparslan’dan, Osman Gaziye, Fatihten, Mustafa Kemal Atatürk’e kadar, Türk Milletinin, Milli ve Manevi değerlerini gelecek nesillere taşıyacak Türk Devletleri kurulmuştur.
Bu değerler, sadece savaş meydanlarında değil; Tonyukuktan, Biruni, Farabi, İbni Sina ve Ömer Hayyama, Kaşgarlı Mahmud tan,
Yusuf Has Hacib’e,  Ahmet Yeseviden, Hacı Bektaş’a ve Mevlana’ya, Şeyh Edibaliden, Ali Kuşçu’ya, . Katip Çelebi, Evliya Çelebi, Hasan Çelebi’den, Hezarfen Ahmed Çelebi’ye, Ziya GÖKALP, Mehmet Akif Ersoy, Mustafa Kemal ATATÜRK’ten, Aziz SANCAR’a kadar yüzlerce ilim ve irfan insanları tarafından korunmuş, gelecek nesillerimizle de korunmaya devam edecekler.

Bu değerli Devlet ve İlim, İrfan insanları, günlük hayatlarında da, sanat, edebiyat ve bilimde kendilerini göstermişlerdir.
Bugün ise bu değerleri koruma mücadelesi daha da önem kazanmıştır,
Çünkü; Küreselleşen dünyada, Milli kimlik ve Kültürlerin, tüketilme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu görülmektedir.

Türk dilinin ve kültürünün korunması, Türklüğün yaşaması için hayati bir öneme sahiptir. Türkçemiz, milyonlarca insanın duygularını ifade ettiği, tarihini anlattığı ve geleceğini inşa ettiği bir dildir. Ancak bin yıllık tarihi süreçte, dilimizin büyük değişimlere uğradığını görüyoruz.
Küreselleşmenin hızlandığı dijital dünyamızda kelimelerin büyük değişimlere uğradığı inkar edilemeyecek bir gerçektir. Yeteri kadar içinde dünya dillerinden kelimeleri barındıran Türkçemizin yozlaşma riski çoğalmıştır. Yozlaşmaya karşı verdiğimiz mücadele, Anadolumuzdaki diğer etnik kökenli Türk Vatandaşlarımızın da ana dillerine bir koruma kalkanı oluşturacaktır.
Bu durum sadece bir dil kaybı olmaz, aynı zamanda bir kültürel kimlik kaybının işareti olduğu da görülmelidir.
Bu nedenle, gençlerimizi Anadolu’muzun edebiyatına, sanatına ve tarihine daha fazla yönlendirmeli, onlara bu mirasın ne kadar kıymetli olduğu anlatılmalıdır. Anadolu medeniyetlerini tam olarak bilmeyenler, tarihte her zaman aldatılmış, bundan böylede aldatılmaya mahkumdurlar.

Bugün Türklük; Kültürel asimilasyon, tarihsel çarpıtma, ekonomik ve siyasi baskılar gibi çok yönlü tehditlerle karşı karşıyadır.
Bu tehditlerle, Türk Milletine köklü tarihini unutturmayı, güçlü bağımsızlık  reflekslerini zayıflatarak, geleceğine yabancı olması amaçlanmaktadır.

Türk halkı, Anadolu halkları ile bütünleşerek tarihin her döneminde bu tür tehditlere karşı dimdik durmayı başarmış ve bağımsızlıktan asla ödün vermemiştir.
Bu mücadele, yalnızca geçmişteki kahramanlıklarla sınırlı kalmamalıdır; bugün ve yarın da aynı kararlılıkla devam etmeli, Türk, Kürt, ve diğer etnik gruplar ile Sünni, Alevi ve diğer inanç gruplarının, ;
Türkiye Cumhuriyetine ve güçlü vatandaşlık gömleğine çok güçlü sahip çıkmalıdırlar.
Türklüğün savaşı, yalnızca bir ulusun değil, Anadolu insanının ve insanlığın ortak bir değerlerini koruma mücadelesidir.
Bu mücadelede başarı, ancak birlik ve beraberlikle mümkün olacaktır.
Önce Devleti yönetenler ile her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, üzerine düşen sorumluluğu yerine getirerek bu mücadeleye  katkıda bulunmalıdır.

Eğitimden sanata, teknolojiden siyasete kadar her alanda Türklüğün ve Anadolu insanının sesi olmalıdır. Türklük, geçmişte olduğu gibi bugün de geleceği aydınlatacak bir meşaledir. Bu meşaleyi söndürmemek için kararlılıkla, inançla ve azimle mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü Türklüğün savaşı, yalnızca bir kimlik mücadelesi değil; bir varoluş, bir medeniyet ve insanlığa katkı savaşıdır.

Şu çok iyi bilinmelidir,
Türklük, bir kültürler bütünlüktür. Asla ırkçı bir dayatma, bir Faşist kalkışma ve Asimilasyon projesi değildir.
Anadolumuzda, bin yıldır verdiği mücadeleyi örnek alarak, asla, hiç bir güce teslim olmadan, Kültürel, Bilimsel ve Teknolojik mücadelemizi kazanacağımıza olan inancımız büyüktür.  Küreselleşme yolunda hızla yol kateden dünyada, Bilim ve Diplomasiye öncelik vererek,Türklüğün savaşını veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz.

Ne mutlu Türk’üm diyene!
24 Aralık 2024
HOŞÇA KALINIZ

 

Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
YAZARIN SON YAZILARI
İNSANIN KENDİYLE KAVGASI - 7 Şubat 2025 17:01
TÜRKLÜĞÜN SAVAŞINI VERİYORUZ - 24 Aralık 2024 20:48
SURİYE - 20 Aralık 2024 00:58
YENİ BİR BAŞLANGIÇ MI? - 5 Aralık 2024 16:26
CEHALET - 13 Kasım 2024 21:27
YAVUZ AĞIRALİOĞLU - 27 Ekim 2024 19:29
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ