EGE'DEN BİR HABER

Değerli okurlarım

Şehmus GÜMÜŞTAŞ

Değerli okurlarım, Ege’den Bir Haber TV kanalı üzerinden gerçekleştirmiş olduğum bir canlı yayın esnasında, belediyelerin bazen oy kaygısıyla bazen ise bazı belediye bürokratlarının müteaahhitler ile kurduğu ahbap çavuş ilişkisi nedeniyle binalara usülsüz ruhsat verildiğini ifade etmiştim. Torbalı’da da usule uygun olmayan binalar olduğunu, bu binaların hangileri olduğunu bildiğimi, gerekirse bunları adli makamlarla da kamuoyu ile de paylaşacağımı belirtmiştim. Konuyla ilgili Torbalı İlçe Emniyet Müdürlüğü’nde görevli polisler tarafından ifade vermeye çağırıldım. Öncelikle şunu belirteyim ki polisimizin görevini yaptığını biliyorum ve amacım hiçbirini kötülemek değil. Ancak itiraf edeyim, sanki suçlu benmişim gibi karakola ifade vermeye çağırılmayı yadırgadım. Ancak buna rağmen ifade vermeye gittim ve ifademde, bir Cumhuriyet savcısı tarafından istenmesi durumunda hangi binaların usulsüz ruhsat aldığını, delilleriyle birlikte sayın savcıya anlatabileceğimi bir kez daha belirttim. Bağımsız yargı organlarının uygunsuz binaları yapanlara ve bu binalara ruhsat verenlere karşı adalet savaşı başlatması artık en önemli yargı görevidir. Bu konuda bir şeyler duyan ve bilen her vatandaşın da ifade verip yargıyı aydınlatması insanlık görevidir. 6 Şubat depreminde gördük ve en acı şekilde tecrübe ettik ki bu konudaki ihmallar on binlerce insanın ölmesine, yüz binlerce insanın evsiz ve yurtsuz kalmasına neden oluyor. Bugün işini iyi yapmayan bir müteahhidin suçunu örtmek, yarın binlerce insanın ölmesine neden olmaktır. O yüzden kimse kimseyi korumasın, herkes bu işin üstüne gitsin.

Bazı şeyleri görmek için uzman olmaya gerek yok. Bir binaya giriyorum, sanki kasıtlı olarak asansör girişi engelli vatandaşların giremeyeceği şekilde yapılmış. Bir binanın yanından geçiyorum, duvarına sahte bir baca monte edilmiş. Yani bacası olmadığı için ruhsat alamayan bir işletme, sırf fotoğrafta görünsün diye duvara sahte bir baca yapıştırmış ve bu işletmeye ruhsat verilmiş. Dünyanın en cahil insanı olsa, o bacanın sahte olduğunu anlar. Zaten olay, yetkililerin kandırılıp ruhsat vermesi değil, kurulan ahbap çavuş ilişkisinin neticesinde bir yetkilinin, işletme sahibine akıl vererek “Sen buraya sahte bir baca yapıştır, fotoğrafta görünsüz yeter” demesi ve akabinde ruhsatın verilmesi. Bir markete giriyorum, binanın zemin katında bulunan markette klon kesildiği o kadar bariz ki. Allah korusun bir deprem olsa, bina yerle bir olacak.

Gerçi bu ülkede hiç bir şeye şaşırmıyor insanlar. Daha önce dar merdivenleri ve projeye uygun olmayan yapısı nedeniyle yurt ruhsatı verilmeyen bir FETÖ yurduna devlet tarafından el konulduktan sonra o uygunsuz bina lise yapılmıştı. Dönemin ilçe milli eğitim müdürü, hiç kimseyi dinlemeyerek çocuklarımızı okul diye o riskli binaya mahkum etmiş, dönemin belediye yönetimi de milli eğitim müdürünün talebi üzerine o iğrenç binaya okul ruhsatı vermişti.

İşin özeti şu ki, aslında hiç bir savcının beni çağırıp ifade istemesine de gerek yok. Herhangi bir savcı sokaklarda biraz yürüyüş yapıp etrafına bakınırsa, hangi binalara usulsüz ruhsat verildiğini şıp diye anlar. Ancak ben de Türk adaletinin emrindeyim. Çağırılırsam seve seve gider, bildikleriimi anlatırım.

Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ