EGE'DEN BİR HABER

100. YIL

Nezih VAROL

Zurnanın zırt dediği yere geldik.

Pek şaşaayla ve de debdebeyle kutladığımız bir yılbaşı gecesinin ardından büyük anlamlar yüklediğimiz 2023 yılına girdik.

Bu yıl Türkiye’de neler neler olmayacakmış ki…

Dünyanın en zengin ülkeleri arasına girmekten tutun da kişi başına düşen milli gelirin patlama yapmasına, bugüne kadar gizlenen sınırsız maden yataklarımızın kullanıma açılmasından aya astronot gönderecek olmamıza kadar türlü şehir efsaneleri havalarda uçuşuyor.

İhalarla sihalarla dünya silah pazarında söz sahibi olacağımız, ilk yerli otomobilimizle yetinmeyip ardından ilk yerli uçağımız ve tankımızla düşmana korku salacağımız, Akdeniz ve Karadeniz’deki doğalgaz rezervlerimizle Avrupa’nın enerji gücünü elimizde tutacağımız, sanayi ve teknolojide yüzde 100 yerli üretim yapacağımız ve bunun gibi daha bir çok ütopik söylence iktidarın silahşörleri ve yandaş medyanın kalemşörleri tarafından geniş kitlelere yaylım ateşiyle sıkılıyor.

Dahası da var; eli kanlı terör örgütlerinin inine girilecek, tek bir terörist kalmayacak, terörün kökü kazınacakmış, terör nedeniyle zayıflayan ekonomik gücümüz artacak, doğuya yeni yatırımlar yapılacak, fabrikalar kurulacak, bölge insanı iş sahibi olacak, gençlerin eli ekmek tutacakmış.

Hak, hukuk, adalet için de söylenenler kulaklara hoş gelmiyor değil; Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi geliştirilecek, demokratik hak ve kazanımlar arttırılacak, inanç ve düşünce hürriyeti zirve yapacak, insanlar barış ve kardeşlik duyguları içinde huzur ve güven ortamında yaşayacakmış.

Yani Türkiye arzu edilen çağdaş medeniyetler seviyesine 100’üncü yılda ulaşacakmış.

Hele 2023’te söz konusu olan seçimlerin yapılacak olması olunca, bu hikâyelerin ciltler dolusu roman tarzında bombardıman edilmesi birileri için kaçınılmaz oluyor.

Oysa Türk halkı için gerçek uluslararası sermayenin ucuz insan gücü bahçesi olduğumuzdur.

Bir asgari ücretin sadece tek altın satın alabildiği gerçeğiyle yüzleştiğimiz bir ülke olduğumuzdur.

Toplumun yüzde 10’unun zenginlik ve lüks, yüzde 90’ının ise yoksulluk sınırının altında yaşadığı bir ülke olduğumuzdur.

PKK’nın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, FETÖ kriptolarının Devlet makamlarında, Tekelci patronların serbest piyasada at koşturduğu bir ülke olduğumuzdur.

Daha da vahimi ülkenin bir yarısının diğer yarısına terörist dediği bir ülke olduğumuzdur.

Tüm bunlara rağmen 99 yılda geldiğimiz bu acınacak halimizin bir gecede düzeleceğine nasıl inanalım?

Benim kendi adıma inandığım tek bir gerçek var.

O da muhtaç olduğum kudretin damarlarımda ki asil kanda mevcut olduğudur.

Hoşgeldin 2023, hoşgeldin 100’üncü yıl, başımla beraber.

Paylaş
BU KONUYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ